İstanbul’da Vapurlar
Yazı ve röportaj: Nalan Fidan
Adviye Özyar’ın Fotoğrafları ile…
İstanbul’da vapurlar, yaz, kış salınarak dolanır mavi sularda. Çok kalabalık bile olsa hiç bunaltmaz insanı. Herkes kendi manzarasında yolculuğunu tamamlar. Vakti de hiç şaşmaz. İstanbul’da vapurlar bu yönüyle diğer toplu taşıma araçlarından farklıdır. Her daim konfor sunar. Bir taraftan dalgaların yarattığı beyaz köpüklerin coşkusuyla yola devam ederken, bir taraftan da İstanbul’un eşsiz manzarasına tanıklık edersiniz.
Balkon keyfi bir başka
Güzel havalarda balkon en çok tercih edilendir. Gecikmişseniz balkondan yer bulmak imkansız gibidir. O zaman ayakta kalıp manzarayı ve güzel havayı yaşamak en güzelidir.
İçeride deri koltuktan oluşan salonun ise kendine has bir havası vardır. Kimi zaman içerideki büyük sessizlik, elindeki malzemeyi pazarlamaya çalışan vatandaş tarafından bölünür. Kısacık yolculukta önce en etkili tanıtımın, sonra da satışın yapıldığına şaşa kalarak yolculuğunuzu tamamlarsınız.
“Balkonsuz yeni vapurlar”
Şimdilerde şehir hatlarında yeni vapurlar aldı eskilerin yerini. Balkonsuz, dışarıyla herhangi bir temasınız yok. Bir an önce inme isteği ile yolculuğu tamamlıyorsunuz. Çünkü boğazı ve İstanbul’u yaşatmak gibi bir lüks sunmuyor bizlere. İstanbul’da vapurlar tam bir klasik toplu taşıma örneği.
Umarız İBB eski vapurlarımızdan mahrum bırakmaz bizi.
Adviye Özyar ile
İstanbul’da Vapur Camlarından Yansıyan Kareler
Vapurlar, fotoğraf meraklıları için vazgeçilmezdir. İçerden ya da dışardan her zaman manzaraya hakim olma imkanı sunar. “Vapur Camlarından Yansımalar” projesiyle harika karelere imza atan Adviye Özyar, yakaladığı yansımalarla, İstanbul’un güzelliğini daha bir pekiştirmiş. Özyar fotoğraf kareleri ile sayfalarımızın konuğu oldu.
“Vapurları çekerek hatta camlarından yansıtarak İstanbul’u yaşıyor ve herkese yaşatmak istiyorum. “
Neden vapurlar?
Vapurlar ve deniz İstanbul’un önemli birer parçası. Bence herkese mutluluk veriyor. Farkındaysanız insanlar vapurlarda simit, çay gibi küçük şeyleri paylaşıyor. Vapursuz bir İstanbul’u düşünemiyorum. Sabah, öğlen, akşam hangi saatte binersem bineyim vapurlar deniz üzerindeki görselliğiyle, martılarıyla, ahşap, deri koltuklarıyla, hatta çay bardaklarıyla bana her zaman huzur vermiştir. Karşıya geçinceye kadar ki kısa süre içinde eskilere dönüyor, eski bir İstanbul masalının içinde yaşıyorum ve çok huzurlu oluyorum. Vapurları çekerek hatta camlarından yansıtarak İstanbul’u yaşıyor ve herkese yaşatmak istiyorum.
Fotoğrafla iç içe olmuş biri olarak İstanbul sizin için ne ifade ediyor?
İlginçtir, İstanbul’dan sıkıldığım zaman, mutlu ve huzurlu olmak için İstanbul’un içine dalıyorum.
Vapurları boş yakalamak zor olmadı mı?
“Vapur Camlarından Yansımalar” projesine karar verdiğimde sabah erken saatlerde ilk yola düşen vapurlarda çekim yapmayı tercih ettim. Beş, altı gün doğru fotoğrafları yakalamak için Kadıköy-Eminönü arasında defalarca gittim geldim. Gördüm ki insanlar çok erken saatlerde vapur balkonunda olmayı tercih etmiyorlar.
“Yeni vapurlar konserve kutusu”
Yeni vapurlar için ne diyorsunuz?
Konserve kutusu. İstanbul’un içinde yaşayamıyorsun ki. Denizle aynı seviyede olamıyorsun. Her şeye yüksekten bakıyorsun. Eski vapurlar bir başka.
Adviye Özyar kimdir?
1962 yılında Çorlu’da doğdum. Trakya Ün. Müh. Mim. Fakültesi Mimarlık Bölümünü bitirdim. Kendime ait mimarlık bürosunda ve Uskon A.Ş. de çalıştım. 2010 yılında eşimin önerisiyle fotoğrafçılık kursuna başladım. Bir şeyler yaratmak, tasarlamak her zaman hoşuma gitmiştir. Resim, minyatür yapmayı severim. Fotoğrafa başlayınca gördüm ki çok şeyler yaratabilirim, özgürüm, herşey benim kontrolüm altıda. Farklı hocalardan sokak fotoğrafçılığı, ileri fotoğrafçılık ve makro fotoğrafçılık dersleri aldım ve kendimi bu konuda geliştirmeye çalışıyorum. Eşim, oğlum ve kedim Çiko’yla ilgilenmenin dışında, sanatsal birşeylerle uğraşmayı, tasarım yapmayı ve doğayı seviyorum.
Adviye Özyar’ın fotoğraf çalışmalarına göz atmak isterseniz @adviyeozyar hesabını takip edebilirsiniz.