Acıbadem Dergisi’nin Kurucusu ve Genel Yayın Yönetmeni Nalan Fidan
“Bazen burnunun dibinden haberi olmuyor insanın.”
Röportaj: Ebru Şimşek
Şehirde herşey hızla değişiyor ve belleklerden siliniyor. Yaşadığımız çevreyi gözler önüne seren, şehrin sesi olmuş dergimiz bugünü ve dünü aktarmaya devam ediyor. Bir derginin yayın hayatını 10 yıldan fazladır devam ettirmesi çok da alışık olduğumuz bir durum değil. Dergimizin yaratıcısı, İmtiyaz Sahibi aynı zamanda Genel Yayın Yönetmeni Nalan Fidan’ın bu defa kendisini sayfalarımıza konuk ettik.
Nalan Hanım 10 yıldan fazladır derginin başındasınız ve binlerce insana ulaşan bir ürün yaratıyorsunuz. Bunca yıldır siz pek çok kişinin öyküsünü yazdınız ama sizi yazan olmadı. Bu söyleşimiz biraz da okuyucularımızın merakını giderecek. Bir derginin uzun yıllar yayın hayatına devam etmesi çok alışılmış bir şey değil. Bunca yıldır yayın hayatında var olmanızın sebebi nedir?
Çok kısa bir cevap olacak ama, dergi işe yaradığı için var oldu. Türkiye’deki toplam girişimci sayısının yüzde 99’u küçük ölçekli işletmeler. Bunların büyük bir kısmı, doğru hedef kitle ile etkili iletişime geçemiyor. Doğru hedef kitleye erişse dahi, bu kez de işini izah etmekte, kendini anlatmakta zorlanıyor.
Şehirde yaşayan insanların yaşamını kolaylaştırmak adına pek çok içerik sunduk bugüne kadar. İçerik olarak yerel değiliz daha geniş bir vizyondan bakıyoruz. Ancak ulaştığımız kitle açısından baktığımızda yerel bir dergiyiz. Çünkü okuyucu popülasyonumuz daha çok Kadıköy ve Üsküdar bölgesinde.
Yıllar itibariyle sıkı bir okuyucu kitlemiz oldu. Çünkü kentte yaşam göründüğü gibi değil. Bazen burnunun dibinden haberi olmuyor insanın. Sitelerin içine hapsolmuş, evden işe, işten eve geçen hayatlar dergimiz aracılığı ile yön buluyor. Nerede ne var? Kim ne yapıyor? gibi soruların cevabını okuyucu dergimizden alabiliyor. Hatta mail veya telefonla bize danışan okuyucularımız da oluyor. Taşınan, adres değişikliği yapan okuyucumuz mutlaka bizi arayıp haber verir. Yıllardır bu samimiyet ve güven duygusu devam ediyor.
ACIBADEM Yaşam ve Kent Kültürü Dergisi olarak, evlere ve iş yerlerine ücretsiz ulaşan bir dergi oldunuz. Yerel yayıncılıkta aslında bir model yarattığınızı söyleyebiliriz. Bunca yıldır evlere girmek zor olmadı mı?
Evet biz zoru başardık. Yapacağınız işin yol ve yöntemini bilirseniz hiç bir iş zor değildir. Yerel yayıncılıkta örnek bir proje olarak, derginin kaliteli içerik, fotoğraf ve tasarımı bir yana, ilk kez ücretsiz olarak okuyucunun evine gitmesi sanırım dergimizle başladı. Bilinçli olarak başladığımız ve yürüttüğümüz bu proje sıkı prensiplerle bugünlere kadar geldi. 10 yılın adı var. Hem okuyucularımız, hem de çalıştığımız işletmeler bizi hiç yalnız bırakmadılar. Karşılıklı alışverişimiz halen devam ediyor.
Haber ve içerik seçimi konusunda kriteriniz nedir diye sorsam?
Biliyorsun biz dergi olarak popüler kültüre yer vermiyoruz ve popüler kültürden beslenmiyoruz. Biz kaliteli ve iyi yaşama katkı veriyoruz. Kendi gündemimizi kendimiz yaratıyoruz. Daha çok yaşamın içinde yer alan, sıradan gibi görünen başarılı insanların ve değer yaratanların yüzlerine ve öykülerine yer vermeye çalışıyoruz. Asıl olan ortaya çıkmamış olanı ortaya koyabilmek, dokunulmamış olana bakmak ve fark edilmesini sağlamak. Dergi olarak içerik kaygısı ve sorumluluğu taşıyan bir dergi olduk hep. Derginin yoğun emek içerdiğini söylemeliyim.
Derginin neredeyse tüm kapakları çok şaşırtıcı. Hiçbiri tekdüze değil…
Güzeli aktarmaya gayret ediyoruz. Daha çok detaylardan yola çıkıyoruz. Detaylar her zaman güzeldir.
Bugüne kadar çok ses getiren, sizi en çok mutlu eden haber hangisi oldu?
Çok var ama, bıraktığı sosyal etki itibariyle her zaman mutlulukla hatırladığım, “Çamlıca Kız Lisesi Tarihi Binası, Ahmet Ratıp Paşa Köşkü Restore Edilmeyi Bekliyor” haberimiz çok ses getirmişti. 2013 yılında Nisan sayımızda, Çamlıca Kız Liseliler Derneği İstanbul Şubesi Başkanı Umran Timur ile yaptığımız söyleşi ve köşkün yıllar önce çekilmiş fotoğraflarını yayınladık. Sevgili Umran Timur ve arkadaşlarının yıllarca verdiği koruma mücadelesini ortaya koyduk. Haberimiz bürokrasinin de ilgisini çekti. Çok değil, Mayıs ayında mezunların talaş böreği gününde zamanın İstanbul Valisi mezunlar derneğini arayarak, haberi okuduğunu ve en kısa zamanda restorasyona başlanacağı müjdesi vermişti. Gerçekten de bir kaç ay sonra sanırım Temmuz 2013 gibi restorasyon başladı. Dergi olarak sonuç alınabilir, güzel bir olaya aracılık etmek gurur verici gerçekten. Restorasyon henüz tamamlanmadı ama merakla bekliyoruz bitmesini. Köşk umarım orijinal haliyle yeniden aramıza katılır.
Dergilerin okunurluğu konusunda ne söylemek istersiniz?
Dergiler sehpaları süslemek için değildir. Okunmak içindir. Okutmak dergiyi üretenlerin yani bizim birinci görevimiz. Dergi okunmaz diye bir anlayış yoktur. Ama okutmayan dergi vardır. İyi kurgulanmış, faydalı içeriği olan bir dergi daima okunur. Uzun dönemli bu işi yapan dergilere bakın hepsi sosyal etki bırakan yayınlardır. Sosyal etki bırakmayan bir yayının yaşama şansı yoktur.
Basılı formatın yanı sıra E-dergi olarak da yayında olmak, dergiye neler kattı?
İnternet dünyası sınırsız bir dünya. E-dergi ile bambaşka bir okuyucu kitlesi edindik. Ancak biz herşeyden önce basılı bir yayınız. Okuyucumuzun her an elinin altında olmak ve dergimizi okumak isteyen dünyanın dört bir yanında herkese açığız. Okuyucularımız her an dergimiz sayfalarına ulaşabilir ve sosyal medyadaki paylaşımlarımızı takip edebilirler.
Bundan sonraki hedefiniz nedir?
Derginin kurucusu olarak yola çıkarken, gerçekten ihtiyaca cevap vermek için yola çıkmıştım. Yani faydalı olmak ve evlere girmek üzere kurgulamıştım tüm iş planımı. İhtiyaçlara cevap verebildiğimiz müddetçe var olmaya devam edeceğiz.
Okuyucularımızla kurduğumuz bu samimiyet açıkçası bana çok iyi geliyor. Hiç belli olmaz yeni bir platformda, yeni bir iş yapma biçimi ile, samimiyetin var olduğu, faydalı olabileceğimiz yeni bir yayın daha ilave ederiz belki.
Dergi dışında ajans olarak da hizmet veriyorsunuz…
Evet ama az ve öz butik işlere imza atıyoruz. Benim asıl işim içerik oluşturmak. Daha çok işletmelere pazarlama iletişimi konusunda danışmanlık, iyi bir içerik ve tasarım hizmeti ile kitap, dergi ve broşür, katalog gibi basılı materyallerle özgün çözümler üretiyoruz.
Son olarak…
Bu vesile ile tüm okuyucularımıza ve bizlere güvenen, destek olan herkese yürekten teşekkür etmek istiyorum. Yola çıktığımız insanlarla birlikte büyüdük. Söyleşi fikrine önce karşı çıkmıştım ama, ne çok konuşacak şey biriktirmişim meğer…Umarım birlikte nice 11 yılları görürüz.