Cam Müzesi’nde tarih ve doğa bir arada…
Selçuklu’dan günümüze pek çok nadide eserin sergilendiği Beykoz Cam ve Billur Müzesi ziyaretçilerine tarih ve doğayı bir arada sunuyor. Müze, içindeki eserler kadar, adeta bir botanik bahçesini andıran avlusuyla da ilgi odağı oluyor.
12 bölümde Türk cam sanatının gelişiminin ve Avrupa camlarının sergilendiği müze, Türkiye’nin ilk ve en zengin cam müzesi olma özelliğini taşıyor.
Saltanat arabası ile kristal piyano görülmeye değer
Selçuklu’dan Osmanlı döneminin sonuna kadar tarihlenen bin 200 eser arasında; Memlük kandilleri, Osmanlı revzenleri, kristal piyano ve Sultan II. Mahmud’un renkli camlarla bezeli saltanat arabası oldukça dikkat çekiyor. Ayrıca sarayda kullanılmış olan mutfak malzemeleri, parfüm şişeleri, laledanlar ve 19. yüzyılda önemli devlet adamlarını ağırlamak için kurulan saray sofrasının birebir örneğini görmek mümkün.
Eski Abraham Paşa Köşkü restore edildi
Abraham Paşa Köşkü olarak bilinen müzenin tarihi binası ise Sultan Abdülaziz tarafından paşalık rütbesi verilerek vezirliğe kadar yükseltilen Abraham Paşa tarafından yaptırılmış.
1837 yılında İstanbul’da doğan Abraham Paşa, Paris’te Collége Sainte-Barbe’dan mezun olmuştur. Türkçe, İtalyanca, Ermenice ve Fransızca öğrenen paşa sarayda önemli görevlerde bulunmuştur.
Abraham Paşa’nın yaptırdığı yapılardan günümüze kalan ahır binası, Milli Saraylar tarafından restore edilerek bugün müzeye dönüştürülmüştür.